Çoğumuz geriye dönüp baktığında geçmişi pişmanlıklarla dolu insanlarız.Ben hiç hata yapmadım diyen insana da inanmamak gerekir.Çünkü mükemmeliyet diye bir kavram yoktur.Olsaydı zaten bulunduğumuz dünya bu derece iç karartıcı olur muydu...
Ama suçu geçmişe yükleyerek de gelişemeyiz.Verdiğimiz her kararın tek sorumlusu biz miyiz gerçekten?Buda ayrı bir olay.
Mutlu olmayı arıyoruz ama karşımız da hep geçmişte verdiğimiz kararların gölgeleri.. Peki neden kendimizi geçmişten koparıp özgür kılamıyoruz?Mutsuzluğumuzun nedenini sürekli arıyoruz da neden mutlu olmak için bir adım bile atmıyoruz? Yalnızca görmek istediklerimizi görüyoruz. Kötü deneyimler, yanlış kararlar, yanlış insanlar...
Biz bunları düşünürken yaşanması gereken onlarca mutluluğu da kaçırmışız ve farkında bile değiliz.Yaşam ışığını yakalamak varken bilinmez bir karanlığa yürümeyi bile kendimiz seçiyoruz.Oysa içimizde birikmiş çöplükten kurtulmak çok da basit.Sadece baktığımız yönü değiştireceğiz.
Kısacası demek istediğim; Çoğumuz geçmişin gölgesinden kurtulamadığımız için mutsuzuz.İçsel özgürlüğe kavuşursak duygusal çöplüğümüzü de yenebiliriz.Kötümser olmayıp bardağın dolu tarafını görmek varken neden mutsuzluğu seçip ona adım atiyoruz ki? Birbirimizi sevmek varken neden bu kadar nefret doluyuz...
Yaşamdan karayı ayıklayalım, beyaz yerleri bize kalsın.Olay bu kadar basit...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder