6 Nisan 2015 Pazartesi

Soyut

Bulutlar hafif aralandığında güneş gün yüzüne çıkmıştı.Gözüne kuvvetli bir ışık çarptı.Yavaşca gözlerini araladı.Huzurla doluydu içi.İlk gördüğü şey boş bir duvardı.Hafifce yanında uyuyan adama baktı.Sevdiği adamdı bu.Ölüm uykusunda gibiydi adam.Bembeyaz teni ve siyah uzun sakalları onun mükemmeliğine yetiyordu.Baştan sona inceledi adamı.Gözlerini, ellerini, dudaklarını...
Yataktan yavaşca kalktı.Ayaklarını yere uzattı.Birden içine bir ürperti geldi.Ayak bilekleri şeffaf ve narindi.Beyaz teninden damarları görünüyordu.Sessizce esnedi ve yıllardır kaldığı odada dolandı.Oda sanki yabancılaşmıştı.
Üzerindeki beyaz elbisede saç telleri vardı.Ruhu gibi yıpranmış ve cansızdı.Saçlarındaki deniz kokusu tüm odayı kaplamıştı sanki.
Odadaki sessizlik içindeki huzuru arttırıyordu.O an hayat dursa onun için mükemmel olacaktı.
Daha sonra arkasına baktı.Sevdiği adam hâlâ uyuyordu.Yüzünün yarısına güneş çarpmıştı.Güneşte parlayan kirpikleri öpülesiydi.
Belki binlerce insan bu ana benzer bir an yaşıyordu.Belki de binlerce insan birbirinin arkasından nefret kusuyordu...
Bunları düşünmeyi bırakıp sevdiği adamın yanına uzandı.Onu izlemeye devam etti.Bu anın sonsuz olamayacağını bilmek onu ürkütüyordu.

Gözlerini kapatıp bir başka hayalin kapılarını aralamaya devam etti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder